Kişiye Özgü Eğitim
Yaşamın ilk altı yılı daha sonraki yıllarıyla kıyaslanamayacak kadar değerlidir. Beyin gelişmesinin yaklaşık %70-80’lik kısmı bu süre içinde yapılanır. Çocuk yetişkinliğinde kullanacağı hayat becerilerinin büyük bir kısmını bu ilk altı yılda edinir.
İlk altı yaşta çocuklara soyut bir şekilde kağıt üzerinde bilgi iletilmesi yararsız bir çabadır. Çocukların öğrenme süreci dokunarak, koklayarak, görerek, tadarak, işiterek yani tüm duyuları işin içine dahil ederek gerçekleşir. Montessori materyalleri ve projeler çocuğun bilgiyi duyularıyla hissederek keşfedebilmesini sağlar çünkü artık bilgi, sözel ve soyut değil ama çocuğun eliyle işleyebileceği somut bir biçimdedir.
Her çocuğun kişilik özellikleri, ilgi alanı, öğrenme biçimi ve öğrenme hızı farklıdır . Her çocuk farklı özelliklere sahiptir ve bir diğeri ile kıyaslanamaz. Montessori eğitimi her çocuğun bireysel potansiyeline göre, özgüvenini kaybetmeden kendi hedeflerine ulaşabilmesini amaçlar.
Anne baba ya da öğretmen çocuğun ilgi ve ihtiyaçlarını ondan iyi bilemez. Montessori eğitiminde çocuklar bir nevi kendi ilgi ve ihtiyaçları doğrultusunda kendi eğitim sürecinin de belirleyicisidirler. Öğrenme birebir gerçekleştirilirken bir konu hakkında bilgi sahibi olmuş çocuk gruplarının ya da tüm sınıfın katıldığı pek çok çalışma da mevcuttur. Beraber yapılan çalışmalar arkadaşlık, empati, nezaket, zerafet, sevgi, saygı, yardımlaşma ve işbirliği gibi duygusal zekanın pek çok unsurunun gelişmesine imkan verir. Montessori eğitimi çocukların duyusal gelişimlerini destekleyerek gelecek yaşamlarında başkalarına, çevrelerine, kendilerine saygı duyan, toplumla uyum içinde yaşamlarını sürdüren bireyler olmalarına imkan verir.